Psikoterapi için kullanabilecek farklı yaklaşımları keşfetmek sürecinize atacağınız ilk adımda belirleyici olabilir. Hangi terapi yaklaşımının kullanılması gerektiği, danışanın deneyimlediği sıkıntıya, beklentilerine, yanı sıra terapist ile kurulacak olan işbirliğine bağlı olarak şekillenir. Dolayısıyla, her birey ve sıkıntı için fayda sağlayan standart bir yaklaşım mevcut değildir. Aşağıda Uzm. Psikolog Dicle Cayman tarafından uygulanan psikoterapi yaklaşımları özetlenmiştir. İnceledikten sonra randevu talebinde bulunmanız önerilir.

Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), düşüncelerin, ruh halleri ve davranışları nasıl etkilediğini anlamaya yardımcı olurken, işlevsel olmayan düşünce, algı ve inançları keşfetmeyi sağlayarak onları işlevsel olanlarıyla değiştirebilmeyi hedefleyen bir psikoterapi yaklaşımıdır.
Aaron T. Beck tarafından geliştirilen BDT, işbirlikçi ve deneyci bir yaklaşımdır. Terapist ile danışan işbirliği içerisindeyken, terapinin birlikte deneyerek sürdürülmesi amaçlanır.
BDT bilişsel (kognitif) yaklaşımı, davranışsal yaklaşım ile birleştirir. Sıkıntıya yol açan durumların daha küçük parçalara ayrılmasını ve yönetilmesini kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.
Terapinin temelini oluşturan; işbirlikçi terapi ilişkisi kurmak ve danışanı kendini keşif için yönlendirmek, BDT’nin en önemli iki temel klinik sürecidir. (Padesky & Greenberger, 2012).
BDT çalışırken terapist “mevcut an”a odaklanmaya yardımcı olmak için danışan ile birlikte çalışır. Geçmiş deneyimlerin düşünceleri, ruh halleri ve davranış peternini nasıl şekillendirdiğini anlamaya yardımcı olarak danışana rehberlik eder.
BDT hem bilişsel hem de davranışsal süreçlerin birbirini nasıl etkilediğine bakar. Bir yandan işlevsellikte azalmaya yol açan otomatik düşünceleri değiştirmeye yardımcı olurken, diğer yandan düşünceleri davranışsal deneylerle sınamayı amaçlar. Bunun sonucunda ise sağlıklı bir başa çıkma sağlanır.
BDT, çoğu ruhsal bozuklukta etkili olduğu bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış, yapılandırılmış bir psikoterapi yaklaşımıdır.

Motivasyonel Görüşme Teknikleri
Motivasyonel Görüşme Teknikleri, davranış değişikliğine yönelik kanıta dayalı bir yaklaşım olarak kabul edilmektedir. William R. Miller tarafından geliştirilen bu yaklaşım, terapötik işbirliğine dayalı, hedef odaklı bir yöntem ile sürdürülmektedir.
Bireyler davranışlarındaki değişimi gerçekleştirebilmek adına kendi içlerinde gerekli kaynaklara ve becerilere sahiptir. Motivasyonel Görüşme Teknikleri, potansiyel başarıyı desteklemek için danışanların önceliklerini ve değerlerini ortaya çıkarmalarında yardımcı olur. Danışanın belirli bir hedefe yönelik kişisel motivasyonu artırmak bu yaklaşımın odağıdır.
Bağımlılıkla savaşılırken üstesinden gelinmesi gereken en zorlayıcı engellerden biri motivasyon eksikliğidir. Motivasyonel Görüşme Teknikleri, kişinin motivasyonunu güçlendirmek ve bağımlılıktan kurtulma gibi belirli bir hedefe bağlılığını güçlendirmek için kullanılmaktadır. Ek olarak, bireylerin korkularının veya belirsizliklerinin üstesinden gelmelerine yardımcı olarak onların iyileşme yolculuğuna başlama hırsını güçlendirmektedir.
Psikoterapi sürecinde terapist yargılayıcı olmayan bir duruş sergilerken, danışanın bakış açısını ve deneyimlerini anlamaya çalışır, empatiyi yansıtır, güçlü yönleri vurgular ve değişme ya da değişmeme konusunda danışana bilinçli seçimler yapmasını önerir.
Motivasyonel Görüşme Teknikleri, Bilişsel Davranışçı Terapi gibi diğer psikoterapi yaklaşımlarından biriyle birlikte kullanıldığında en etkili sonucu vermektedir.

Şema Terapi
Şema Terapi, bireylerin uzun süredir sahip oldukları işlevsel olmayan kalıpları veya temel inançları keşfederek, ‘değişim’ yaratmayı amaçlayan bütüncül bir yaklaşımdır. Jeffrey E. Young tarafından geliştirilmiştir.
Uzun süredir devam eden işlevsel olmayan kalıplara veya inançlara “şemalar” denir.
Şemalar genellikle bebeklikte başlar ve yaşam boyu sürerler. Zamanla değiştirilmesi zor olan kalıplara dönüşerek bireyin düşüncelerini, davranışlarını ve çevreleriyle olan kişilerarası ilişkilerini belirlerler. Aynı zamanda şemalar, birey tarafından değişmez gerçek olarak kabul edildiğinden, kendini-sürdürücü kalıplar haline dönüşerek, beraberinde çeşitli ruhsal bozuklukların gelişimine de sebebiyet gösterebilirler.
Şemalar ayrıca belirli davranışlar, düşünce kalıpları ve başa çıkma stratejileri ile daha güçlü hale gelebilirler.
Şema Terapide hedef, çarpıtılmış düşünce, ruh halleri ve davranış örüntülerini kırmaya ve onları daha sağlıklı alternatiflerle değiştirmeye yardımcı olmaktır.
Şemaların, Bilişsel Davranışçı Terapide sıklıkla üzerinde çalışılan ‘temel inançlar’dan daha derin bir şekilde var olduğu düşünülmektedir. Kişiliğin nasıl oluştuğu üzerinde daha fazla etkiye sahip oldukları ve değişime daha dirençli oldukları düşünülmektedir.
Bu nedenle, psikoterapide bilişsel yaklaşımlar ile ilerleme kaydedilmez ise Şema Terapi önerilebilir.
Bu psikoterapi yaklaşımı, genel olarak sıkıntılarının kökeninin erken dönem yaşantılarından kaynaklandığını düşünenlere yardımcı olabilir. Ayrıca, tekrarlayan ve işlevsel olmayan yaşam kalıplarını deneyimleyenlere ve diğer yaklaşımları kullanarak ilerleme kaydetmeye çabalayanlara da yardımcı olabilir.

Sanat Terapisi
Sanat Terapisi, bireylerin düşüncelerini ve ruh hallerini benzersiz bir şekilde keşfetmelerine ve ifade etmelerine yardımcı olmak adına sanat ve diğer sanatsal ortamları kullanan bir tür terapi yaklaşımıdır.
Sanat Terapisinde hedef, sanatı bir iletişim yolu olarak kullanmaktır. Karmaşık veya tatsız ruh halleri deneyimleyip bunları kelimelere dökmeye zorlananlar için, Sanat Terapisi fayda sağlayabilir. Boya fırçaları ve kağıt gibi fiziksel materyalleri kullanma eylemi, dış dünyaya daha bağlı hissetmeye yardımcı olabilir.
Sanat Terapisi için herhangi bir sanatsal ortamda deneyim veya beceri gerekli değildir, çünkü çalışmalar eleştirilmemektedir. Bu daha çok terapi süreci boyunca deneyimlenen ve ifade edilen ruh halleri ile ilgilidir.
Sanat Terapisi; müzik, resim, drama ve dans gibi yaratıcı sanatların terapötik bir ortamda kullanılmasını içermektedir.
Diğer terapi yaklaşımlarından farklı olarak, Sanat Terapisi danışan, terapist ve sanatın kendisi arasında üç yönlü bir süreç olarak çalışır. Yaratıcılık adına bir fırsat sunan bu yaklaşım, kelimelere dökülmesi zorlayıcı olabilecek ruh hallerini keşfetmeye ve onları ifade etmeye yardımcı olabilir.
Not: Uzm. Psikolog Dicle Cayman, online terapi kapsamında yalnızca Bilişsel Davranışçı yaklaşım ile çalışmaktadır.
Çalışılan Konular
Sosyal Anksiyete (Sosyal Fobi)
Yukarıda listelenenler, terapi esnasında semptomlara ve şikayetlere yönelik sürdürülen alt başlıklardır. Teşhis / tanı koymanın psikologların yetki alanında olmadığını hatırlatmakta fayda vardır.
Not: Yukarıda listelenen başlıklardan bazıları için, psikoterapiye ek olarak psikiyatri desteği ile süreci ilerletmek uygun görülebilir. Böyle bir durum söz konusu ise, terapi sürecinin başında veya sürecin belirli bir noktasında terapist tarafından danışana aktarılarak kombinasyon ile ilerlenmesinin daha uygun olacağı belirtilir.
Psikolojik destek almak aklınızdan geçti ise;
Referanslar:
Padesky, C. A., & Greenberger, D. (2012). Clinician’s guide to mind over mood. Guilford Press.